Çocukluğuma dair en çok özlediğim yiyecekleri sorsanız, ilk sırada cizleme gelir. O ne ki derseniz, bizim oralarda (Lüleburgaz) mayalı akıtmaya cizleme denir. Babaannem kocaman bir tencerede hazırlar üstünü kapatırdı, biz kuzenler sabırsızlıkla beklerdik mayalanmasını. Sonrası tam bir şenlik. Kimisi üstüne şeker serpip yer, kimisi benim gibi domates peyniri karıştırıp sarar. Her şekilde çok lezzetlidir.
İstanbul'a taşındıktan sonra, Lüleburgaz'a gidişlerimizde halamlara yaptırırdık, ama onlar göz kararı yaptığı için bende tarifi yoktu. Arada aklıma gelirdi ay bir yapsam diye de nedense kısmet olmadı hiç. Belki de o özlediğim lezzeti bulamamaktan korktum kimbilir :)
Sonra instagramda takipçilerimden biri ile Trakyaya özgü yiyeceklerden bahsederken, teyzem çok güzel cizleme yapar dedi, amanın dedim hemen tarifi isterim :) Ve gönderdiği tarif aynı babaannemin yaptığı gibiydi. Çünkü internette baktığım bazı tariflerde yumurta, süt falan vardı, oysa sadece un maya ve su olması lazım. Tabii ki, çocuklara yediricem yumurta kaktırmam lazım diyenler koymakta serbest :) İsteyen su yerine yarı yarıya süt de ekleyebilir.
Geçtiğimiz haftasonu Gökçe'yle ikimize kahvaltı için hazırladım, o da çok beğendi. Gerçi hala ilk sırada anneannesinin krepleri varmış ama cizleme benim krebimden daha iyiymiş :)) Anneannesi krebe biraz karbonat ekliyormuş, pankekle krep arasında bir şey oluyor, benim krepler öyle güzel olmuyormuş :)
Siz de denemek isterseniz aşağıda tarifini bulabilirsiniz. Harcı yapışmaz bir tavaya dökün yayın, göz göz olacak pişerken, sonra çevirip diğer tarafını da biraz pişirin. Babaannem pişeni tabağa koyar ve üstüne tereyağ gezdirirdi. İsterseniz öyle yapabilirsiniz.
Post Comment
Yorum Gönder