Geçtiğimiz hafta güzel bir bayram tatili ile yaza giriş yaptık, deniz sezonunu da açtığımıza göre yaz resmen başlamıştır benim için :) Gezmek tozmak güzel tabii, bir de dönünce valiz boşaltma, çamaşır yıkama dertleri olmasa di mi. Pazar günü Gökçe'yle babasını evden gönderip bütün gün evi toparlamakla uğraştım. 3 makine çamaşır yıkandı asıldı, kuruyanlar toplandı. Valizden çıkanlar yerleştirildi derken hiç oturmadım neredeyse. Ama ne yapıp edip araya bir böğürtlen reçeli yapıp fotoğraflamayı sıkıştırdım :)
Dondurucuyu düzenlerken baktım geçen yıldan böğürtlen kalmış, dur ben bundan 21 dakikada reçel yapayım dedim. Canım Hilal'in 21 Dakikada Çilek Reçeli'ni denedikten sonra bizim sülale başka yöntem kullanmaz oldu, 86 yaşındaki anneannem bile bu şekilde yapmaya başladı. Hem aşırı pratik hem de meyvenin tadı, rengi bozulmuyor.
Genel olarak her meyve için yöntem aynı ama meyvenin su salma kapasitesine ve pektin oranına göre suyunu ayarlamak gerekiyor. Böğürtlenin pektin oranı yüksek, dolayısıyla durdukça jelleşiyor. O yüzden piştiğinde çok sulu diye dertlenmeyin, dolaba girince katılaşacak.
Bir de benim böğürtlenler epey bir parçalandı pişerken, dediğim gibi dondurucudan çıktığı için hemen sulanıp yumuşuyor. Fotoğrafa bakınca aa bu reçel değil ki marmelat diyebilirsiniz yani :) Taze böğürtlenle yaparsanız daha taneli olarak kalacaktır. Ben zaten marmelat gibi sevdiğimden dolayı sorun olmadı benim için.
Daha önce 21 dakika yöntemiyle reçel yapmadıysanız şiddetle tavsiye ediyorum, mutlaka deneyin, reçel yapmanın bu kadar kolay olduğuna inanamayacaksınız.
Post Comment
Yorum Gönder