Kitabın adını başlığa yazamadım çünkü çok uzun, şimdiye kadar okuduğum kitaplardan ismi en uzun olanı sanırım :) Ayfer Tunç'un "Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi". Yazıda bahsederken ismini Yalan Yanlış diye kısaltıcam siz anlayın :)
Öncelikle burada ne kadar anlatsam da okumadan anlaşılamayacak bir roman bu. Tür olarak karnavalesk diyorlar, gerçekten tam bir karnaval havası var, hatta cümbüş diyebiliriz :) Ben Ayfer Tunç'u Yeşil Peri Gecesi ile tanıdım ve hayran oldum. Sonra Yalan Yanlış'ı okuyunca hayranlığım katlandı. Herkesin sevebileceği bir roman diyemem ama sonunda vay be helal olsun, 300 küsur karakter içeren böyle bir romanı bu şekilde birbirine bağlayarak yazabilmek yetenek ister diyeceksiniz.
Roman bir Karadeniz kasabasında yer alan, deliler evi diye tabir edilen Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde başlıyor ve burada son buluyor. Roman boyunca, bir çok yıl ve şehre yayılan, çeşit çeşit insanın hikayesini dinliyoruz. Aynı zamanda hastanenin 1895 yılına dayanan tarihini öğreniyoruz, ki isimlerin bazıları gerçek kişiler. Romanda söylenmese de araştırdığım kadarıyla bahsi geçen hastane, Samsun Ruh ve Sinir Hastalıkları. Ben romanın sonunda merak edip hastanenin tarihiyle ilgili de araştırma yaptım hatta :))
Romanda neredeyse diyalog yok denecek kadar az, sürekli birileri hakkında birşeyler anlatılıyor, sonra o karakterden hoop bir başka karaktere geçiyor onu anlatırken hoop bir diğerine. Sonra yaa ben buraya nereden geldim ki diye kalıyorsunuz :)) Arada kafa karıştırsa da çok kaybolmuyorsunuz hikayeler arasında. Okumayı bıraktığınızda, ay hemen alayım elime neler olacak diye merak etmiyorsunuz ama elinize aldığınızda da keyifle okuyor, bırakamıyorsunuz. Sonunda ise yazarın zekasına hayran oluyorsunuz.
Mutlaka alın okuyun diyemem, çünkü herkesin hoşuna gider mi emin değilim, alışılmışın dışında bir anlatım ve tarzı var çünkü. Ama ben çok çok keyifle okudum diyebilirim.
Bu arada fotoğrafını çekerken yanına kek koymak istedim, kitabı okuyanlar nedenini anlayacaklar, kek önemli mevzuu özellikle kekin neli olduğu çok önemli ;) (Bu arada fotoğraftaki kekin tarifi burada)
Alıntılar:
Aslında insan belleğinin bazen kötüleri unutup iyi şeyleri hatırlamak gibi ne güzel bir korunma sistemi vardır değil mi?
Kapıldığı yaşlanma korkusunun nedeni, yarın başlayacağım, yakında yapacağım, daha zaman var, bugün, yarın... diye diye ertelediği şeylerin hiçbirini yapamamış, hayallerinin birçoğu için zamanın geçmiş olduğunu, sanki zihninde bir şimşek çakmış gibi birdenbire ve kesinlikle anladığı halde, inkar etmiş olmasıydı.
Post Comment
Yorum Gönder