Geçtiğimiz günlerde instagram hikayemde bir şey paylaştım, kan testi yaptırıp 6000 küsur maddeden nelere karşı alerjim olduğunu görecektim. Paylaşımla ilgili epey soru geldi. Ben de bir yazı yazıp konuyla ilgili merak edilenlere cevap vermek istedim. (Not: Bu yazdıklarım reklam değildir, gerçekten ilgimi çektiği için, merkez arkadaşımın eşinin yeri olduğu için ve ihtiyacı olanlara çözüm olması amacıyla yazıyorum, sonra aa okuduk reklammış meğer diye tuhaf yorumlar geliyor, reklam bile yapsam inandığım, kullandığım ürünler ve ilgimi çeken konularda yapıyorum, başkalarıyla karıştırmayın lütfen :)
Biorezonans nedir, alerjinin insan üzerindeki akla gelmeyecek etkileri nelerdir, en ufak bir fikrim yoktu bir kaç ay öncesine kadar. Sonra bir iş arkadaşımın eşi bu konulara merak salıp, biorezonans merkezi açtı, arkadaşım sayesinde bu konuda yavaştan bilgi sahibi olmaya başladık. Başta amaan o nedir ki öyle derken sonradan aa gerçekten mi çok ilginç diye dinlemeye devam ettik. Ve sonunda iş , dur bakıyım ya bende bu belirtilerin hepsi var, acaba nelere alerjim var bir test yapalıma kadar vardı.
Aslında çok ciddi bir alerjik farenjit durumum var, ortaokul zamanlarında başlayıp neredeyse 15 yıl sebebini bilmeden çektiğim anlatılmaz yaşanır öksürük krizlerinin sebebinin zeytin ağacı polenleri olduğunu öğrenmiştim bir alerji doktoru sayesinde. Sonrasında 5-6 yıl mart-haziran arası alerji hapı kullandım. Son 2 yıldır hap kullanmıyorum ve galiba alerjim geçti.
Dediğim gibi bu zeytin ağacı poleni alerjisi dışında bildiğim bir alerjim yoktu, o yüzden test sonuçlarını alınca hafiften bir şok yaşadım diyebilirim :))) İnek sütü, buğday, şeker, bal gibi neredeyse tüm temel besin maddelerine alerjim çıktı. İyi de ben bunları yiyorum bir şeyim yok iyiyim diyorum, ama aslında öyle değilmiş. Bu alerjimiz olan maddeler zamanla vücutta yük oluşturmaya başlıyor ve bağışıklık sisteminizdeki en ufak bir zayıflamada sizi farklı şekillerde yakalayabiliyormuş. Mesela son zamanlarda en ufak bir esintide sinüzit olmam bile bununla ilgili olabilirmiş. Ya da eskiden her şeyi yerdim hiç şişkinlik olmazdı, şimdi bir dilim pizza yedim mideme oturdu sanki sözlerini sık sık söylüyor oluşum da bundan kaynaklı büyük ihtimal.
Bu arada sadece gıda alerjisi değil, kimyasallar, candida mantarı, bakteriler, virüsler, polen alerjileri gibi vücutta ne var ne yok çıkıyor. İnanılmaz bir şey. Greyfurta alerjim varmış mesela neyse ki hiç sevmem ve yemem :)
Bu testin en iyi yanı, bunlara alerjiniz var ömür boyu uzak durun demek yerine, biorezonans seansları ile alerjilerden sonsuza kadar kurtulmanızı sağlıyorlar. Ben şimdilik seanslara başlamadım ama ilerde mutlaka yavaş yavaş bunları halletmeyi düşünüyorum. Bu arada arkadaşım anlatmasa aman ya kandırmacadır der geçerdim de, kendisi tüm yüklerinden arındı, şimdi 5,5 saat uykuyla gayet dinç kalkıyorum diyor. Çağımızın sorunu kronik yorgunluk, uykusuzluk da bu yüklerin etkisiymiş aslında.
Ben tam detaylı anlamak ve merak edilen sorulara cevap bulabilmek için, İstanbul Biorezonans'ın sahibi sevgili Merve Hanım ile bir de röportaj yaptım. Detaylı olarak anlattı. İsterseniz aklınıza takılanlar için arayıp benim selamımı da söyleyerek bilgi alabilirsiniz. Çok tatlı ve yardımcı biri kendisi.
Merhaba Özge Hanım, öncelikle bize sayfanızda yer ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Tıp dünyasında her gün yeni teknolojiler gelişiyor. Geleneksel tıp bilimine destek olacak yeni yöntemler deneniyor ve artık teknolojinin de yardımıyla bu alanlarda oldukça başarılı sonuçlar alınıyor. Biorezonans yöntemi de hem teknolojiyi, hem de binlerce yıllık tıp bilgisini birleştiren çok özel bir yöntem.
Merve Hanım biraz biorezonans yönteminden bahsedebilir misiniz ilk kez duyanlar için?
Biorezonans teknolojisi,
aslında Almanya’da uzun süredir uygulanan ve “tamamlayıcı
tıp” olarak kabul edilen bir yöntem; Türkiye’de
ise 2006 yılından beri uygulanmaya başlandığını görüyoruz. Hastalıklar üzerindeki başarılı sonuçları görüldükçe, her geçen gün
daha çok insana ulaşıyor ve ilgi sürekli artıyor. Mesela şu an İzmir
Adnan Menderes Üniversite Hastanesi’nde aktif olarak biorezonans araştırmaları
yapılıyor ve eğitimler veriliyor. Benzer şekilde başka hastanelerde de
biorezonans cihazlarının kullanılmaya başlandığı bilgisini alıyoruz.
Terapiler sırasında ilaç kullanmadan, sadece frekanslarla vücuda iyileştirici ve
destekleyici titreşimler gönderiliyor. Biorezonans
terapileri sonrasında hücrelerin bilgi alışverişi eski düzenli haline
kavuşuyor, hastalıklara ve alerjilere sebep olan yabancı frekanslar
bedenimizden atılmış oluyor, vücudun yükü hafiflemiş oluyor. Aynı yöntemle yapılan geniş kapsamlı kan
testi sayesinde, bu zararlı
maddelerin vücuttaki patolojik frekansını
tespit etmek de mümkün.
Yani biorezonans için bir anlamda geleceğin
tıbbı diyebiliriz.
Gerçekten sadece
frekanslarla iyileşmek mümkün mü?
Yukarıda anlattıklarımız ilk başka kulağa
bilim-kurgu gibi gelebilir, ancak vücudumuzun tüm hücrelerinin, hatta bu
hücrelerin içindeki atomların da sürekli titreşim halinde olduğunu artık
biliyoruz. Biorezonans teknolojisiyle organlara, atomlara, hatta atomların
içerisindeki mitokondri gibi organcıklara kadar (hücrenin enerji jeneratörü) frekanslarla bilgi
ulaştırmak mümkün; hücrenin ihtiyacı olan titreşimleri gönderildiğinde
faydalı titreşimler rezonansa uğruyor ve büyüklüğü artıyor. Bu sayede, organlar
ve hücreler fonksiyonlarını daha iyi gerçekleştiriyor, pek çok rahatsızlık bu
yöntemle düzelebiliyor.
Biorezonans terapileri tamamen titreşim yolu ile yapıldığı
için herhangi
bir ilaç kullanılmıyor, bu sayede ilaçların vücut üzerinde
bıraktığı toksik etkiler de söz konusu olmuyor. Dünyada bu yönteme olan ilginin hızla artmasının
nedenlerinden biri de bu diyebiliriz. Biz terapilerimizin etkisi
hızlandırmak için sadece bitkisel tavsiyeler ve vitamin mineral desteği
öneriyoruz.
Peki
bakteri, virüs, mantar gibi mikroorganizmalar?
Bakteri, mantar, parazit, virüs gibi vücutta
istenmeyen mikroorganizmaların parçalandığı frekanslar bilim insanları
tarafından artık tespit edilmiş durumda. Bu özel frekansları kullanarak candida
mantarı gibi, kıl kurdu, helicobacter pylori gibi bu tür zararlı
mikroorganizmaların hücrelerinin parçalanması yani etkisiz hale getirilmesi mümkün. Herhangi bir ilaç kullanmadan veya
fiziksel müdahalede bulunmadan, yani sadece doğru frekansların doğru şekilde
uygulanması yeterli oluyor.
Biorezonans
yöntemine olan ilgi nasıl?
Biorezonans yöntemiyle ilgili
olumlu geri dönüşler arttıkça, insanlar faydasını gördükçe, daha çok hastane ve
özel merkez bu konuya ağırlık vermeye başladı. İstanbul Biorezonans olarak özel
eğitimli kadromuzla biorezonans konusundan en son gelişmeleri takip ediyor ve
sürekli kendimizi geliştiriyoruz. Bu da danışanlarımızın bize olan bağlılığını artırıyor.
Basit
bir yaklaşımdan yola çıkalım, aşağıda Google Trends’in Türkiye'de “biorezonans”
kelimesine gösterilen arama sonuçlarının son 5 yıllık grafiği gösterilmiştir.
Artışın
hızını siz de fark etmişsinizdir.
Ne
zaman biorezonans terapisine ihtiyacımız var?
Bu soruya
soruyla cevap vermek istiyoruz J En son ne
zaman vücudunuzu dinlediniz?
Mesela;
Hayat
enerjiniz mi düşük? Kronik yorgunluk veya uyku
problemi mi yaşıyorsunuz?
Sebepsiz kaşıntılarınız
var mı? Alerjileriniz var ama geçmiyor mu?
Karnınız
mı şiş? Yediğiniz hangi gıdalar size zarar veriyor?
Fazla
kilolarınızdan kurtulamıyorsunuz ve sürekli karnınız mı acıkıyor?
Sürekli
ishal, kabızlık, gaz gibi bağırsak şikayetleriniz mi var?
Kas
ağrılarınız, eklem ağrılarınız var ve sürekli tekrarlıyor mu?
Cildinizde
geçmeyen kaşıntılar, kızarıklıklar, yaralar mı var?
Candida
mantarınız var ve bir türlü geçmiyor mu?
Kadınlarda,
vajinal mantar veya geçmeyen akıntılar mı var?
Bu
liste daha da uzayabilir elbet. Kendinizi dinleyin, vücudunuz zaten yardım
istediğinde sizinle iletişime geçecektir.
Vücudumuzu
dinledik, peki bu şikayetlerimizin sebebini nasıl bulacağız?
Biorezonans kan testi ile. Hangi şikayetle gelinirse gelinsin, rahatsızlığın neden kaynaklandığını anlayabilmek için geniş kapsamlı bir
kan testi yapılıyor.
Biorezonans yönteminde rahatsızlığın temeline inmek ve
sebebini anlamak oldukça önemli. Detaylı bir analiz yapılmadan terapilere
başlanmıyor, çünkü elimizde ne kadar çok bilgi olursa başarı oranının o kadar
artacağını biliyoruz.
Bu sebeple
parmaktan alınan birkaç damla kan örneği üzerinde 6.400 maddenin frekans bilgisi taranıyor. Test
sonucuna göre kişiye özel bir terapi programı
hazırlanıyor; bu terapiler sayesinde yukarıda örnek verdiğimiz mevcut
şikayetlerin ve hatta gelecekte oluşabilecek pek çok rahatsızlığın önüne
geçilmesi mümkün. Aslında sağlıklı insanların bile mevcut durumlarını gözden
geçirmesi amacıyla belli bir yaştan sonra periyodik olarak kan testi yaptırması
gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca
annelere iyi bir haber verelim, kan testi ve
terapiler bebeklere de uygulanabiliyor.
Kan
testinin oldukça geniş kapsamlı olduğunu söylediniz, neleri kapsıyor?
Terapilerin
başarılı olması için geniş kapsamlı bir kan testi yapılması şart. Test
sonuçları terapiler için bir yol haritası oluşturuyor.
Günümüzün en çok
konuşulan konularından biri olan gıda intolerans
testi bu
testin içinde var; hangi gıdalar bize zarar veriyor ve vücuda yük oluşturuyor
farkında mıyız? Her gün tükettiğimiz glüten içeren buğday ürünleri, inek sütü
ve ürünleri (yumurta, peynir..), şeker, yumurta sizi hasta ediyor olabilir mi?
Benzer şekilde, alerjilerin tespit edilmesi için kan testinde pek çok alerjen madde taranıyor. Alerjik
bünyesi olan kişilere bu testi yaptırmalarını özellikle tavsiye ediyoruz, çünkü
geleneksel test yöntemleriyle (deri testi, biyokimyasal testler)
tespit edilemeyen alerjiler bu testlerde ortaya çıkabiliyor. Polen, ev tozu akarı, güneş alerjisi, temizlik
malzemeleri, hayvan tüyleri (kedi-köpek vb.) gibi pek çok alerjen bu testte taranıyor.
İçimizde yaşayan mikro
ölçekli misafirlerden ne kadar haberimiz var? Bağırsaklarda yaşayan mantarlar, iç organlara
yerleşmiş parazitler,
vücuda yayılmış virüsler ve bakteriler kan üzerinde yapılan frekans taramalarında ortaya
çıkarılabiliyor.
Çevresel faktörleri de
göz ardı etmemek lazım; vücutta birikmiş olan ağır metaller, her gün fark etmeden tükettiğimiz gıda katkıları, evimizde
görünmeden tehdit oluşturan kimyasallar, çevresel toksinler ve daha pek çok şey analiz ediliyor, rapor olarak
sunuluyor.
Neden basit bir rahatsızlıkta bile kan testi yapılıyor?
Bir kaç örnek verelim, migren şikayetiyle gelen hastaların çoğunda ağır bir
bakteri ve alerji yükü olduğunuz gözlemliyoruz. Ya da egzama rahatsızlığı olan
bir kişide hastalığın en önemli tetikleyicisi olarak buğday intoleransı
çıkabiliyor. Fazla kilo ve obezite sorunu olan kişilerin çoğunlukla ciddi gıda
intoleransları ya da vücudunda “su içsem yarıyor” etkisi yapan Adenovirüs gibi mikroorganizmalar olabiliyor.
Vücudunuz
bir konuda alarm veriyor ve araştırmaya nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız,
bu kan testi tam size göre.
Terapiler
nasıl oluyor? Cihazlarla mı?
Kan
testinin sonuçlarına göre, tamamen kişiye özel bir terapi planı oluşturuluyor.
Terapilerdeki amaç, vücutta hastalığa neden olan maddeye karşı bir "silkelenme" ve "temizlenme" hali
yaratabilmek. Biorezonans tekniği birbirinin ayna görüntüsü iki frekansın
birbirini yok edeceği bilgisinden yola çıkar (-1+1=0 gibi).
Haftada
bir gün terapilere katılıyorsunuz ve biorezonans cihazları yardımıyla
hastalığınıza, risklerinize göre gerekli frekans programları uygulanıyor. Her
uygulamadan önce vücudunuza elektrotlar bağlanıyor, siz oturarak veya rahat
halde yatarken bu elektrotlar aracılığıyla frekans bilgileri iletilmeye devam
ediyor. Bilgi amaçlı olarak, merkezimizde kullanılan biorezonans cihazları
Sağlık Bakanlığı onaylı olup, Almanya’da en son çıkan teknoloji cihazlar
kullanılmaktadır.
Hangi
konularda terapiler yapılabiliyor?
İnternet sayfamızda (www.istanbulbiorezonans.com)
bazı terapilerimizle ilgili yazılarımızı
bulabilirsiniz. Biorezonans uygulamalarından bazıları:
- Alerjiler, hem çocuklar hem yetişkinler için (detay için buraya tıklayın)
- Gıda İntolerans Testi ve Terapisi (detay için buraya tıklayın)
- Egzama, hem çocuklar hem yetişkinler için (detay için buraya tıklayın)
- Tek Seansta Sigara Bırakma (detay için buraya tıklayın)
- Candida Mantar Enfeksiyonu (detay için buraya tıklayın)
- Kilo Fazlalıkları ve Obezite (detay için buraya tıklayın)
- Vajinal Mantar ve Akıntılar (detay için buraya tıklayın)
Bu ve diğer terapilerimiz için bize 0212 403 15 20 veya 0532 629
62 00 numaralarımızdan ulaşabilirsiniz.
Alerjilerde
de etkili oluyor mu?
Alerjiler biorezonans yönteminin
en başarılı olduğu konulardan bir tanesi. Başka bir avantajı ise sonuçlarının
kalıcı olması. Genel yaklaşım olarak, öncelikle alerjileri oluşturan sebepler
kan testiyle tespit ediliyor, sonuçlar belirli bir öncelik sırasına konularak
kişiye özel program hazırlanıyor, ve sonra terapilere başlanıyor. Terapilerden
sonra alerjisi olan kişi rahatsızlık duymadan bu ortamlarda yaşayabiliyor.
Örneğin
ev tozu akarına, ya da ofislerdeki halılara ya da ortamdaki tozlara alerjiniz
var diyelim. Bu ve benzeri alerjileri olan kişilerin ne kadar konforsuz bir
hayat sürdürmeye çalıştıklarını biliyoruz. Öncelikle şikayet edilen alerjinin
altında yatan gizli sebepler ortaya çıkartılıyor (gıda intoleransları, mikro
organizmalar, ağır metal yükü, elektromanyetik alan yükü…), daha sonra hem toz
örneği panelleriyle hem de alerjisi olan kişinin kendi ortamından getireceği
tozlarla çalışma yapılıyor. Böylece terapinin etkisi artırılmış oluyor.
Ya
da bir gıda alerjisini ele alalım; buğday alerjisi olan bir kişi bir dönem
perhiz ve akabinde biorezonans uygulandıktan sonra yine terapist tarafından
yapılacak testle birlikte yeniden
buğday yemeye başlayabiliyor.
Çocuklara
da terapi uygulanabiliyor mu?
Evet,
biorezonans testleri ve terapileri bebekler dahil her yaştan insana güvenle uygulanabilir.
Çocukların
hangi rahatsızlıklarında daha etkili oluyor?
En
sık karşılaşılan vakalar tabi ki alerjiler, ve alerjinin değişik dışa
vurumları olan ağlama krizleri, pişikler, egzama, astım, kabızlık gibi
şikayetler. Mesela inek sütü alerjisi ülkemizde oldukça yaygın ve genellikle
fark edilemeyen bir alerji türü. Yıllar geçtikçe bu akut şikayetler azalıp,
form değiştirip alerjik rinit, astım gibi semptomlar vermeye
başlayabiliyor. Anne sütü alerji yapmaz, çünkü tam olarak bizim bedenimiz için
uygun bir besindir. Keçi sütü, anne sütüne en yakın besinlerden biridir.
Çocuklarda
da uygulanan yöntem aynı, önce alerjinin türü tespit ediliyor, daha sonra
alerjiyi oluşturan nedenler terapilerle ortadan kaldırılıyor. Ayrıca,
çocuklardaki dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin de alerji ve ağır metal
sorunlarından kaynaklanabileceği anlaşılmıştır. Biorezonansla bu konularda da
çalışmalar yapılabilmektedir.
Gerçekten
sigara tek seansta bırakılabiliyor mu?
Evet
bu soru çok sık soruluyor J Biorezonans cihazları ile yapılan 2 saatlik terapi sonrasında
nikotin ve sigaradaki diğer zararlı maddelerin zararlı frekanslarını vücuttan
silinmiş oluyor. Yani vücuttaki -1 bilgisinin üzerine +1 bilgisi gönderiliyor,
sonuç 0 oluyor. Aynı seansta detoks organlarını harekete geçirecek programlar
da yapılıyor. Önemli bir konunun altını çizelim; bu yapılan işlemler tamamen
fizyolojiktir, yani psikolojik bir işlem yapılmıyor. Danışanımız sigara
bırakmaya kendi iradesiyle karar vermelidir; kararlı ise bu terapinin faydasını
mutlaka görecektir. Başarı oranlarımızın yüksek seviyelerde olması bunu
doğruluyor.
Terapilerin
yan etkisi var mı?
Biorezonans
yönteminin güzel bir özelliği ise isteseniz de hastaya zarar veremiyor olmanız.
Vücut istemediği frekansları zaten kabul etmiyor, kendini kapatıyor, sadece
ihtiyacı olanları alıyor. Gönderilen frekanslar mikro ölçeklerde, bu sebeple
terapi sırasında herhangi bir şey hissedilmiyor.
Biorezonans
teknolojisinden kimler faydalanamaz?
Kalp pili olan kişiler ve
hamileliğin ilk 3 ayındaki anne adayları hariç biorezonans terapileri herkese
güvenle uygulanabiliyor.
Son
sorum, siz kendinize de biorezonans uyguluyor musunuz?
Tabi ki. Kendi üzerimde düzenli
olarak bazı programları uyguluyorum. Örnek vermek gerekirse, elektromanyetik
alan temizliği, vücuttaki radikallerin atılması için topraklama programı,
detoks organlarına yönelik programlar, vücuttaki enerji akışını düzenleyen
programlar… Bu tür programlar vücudu hem rahatlatıyor hem de şehir hayatında
fırsat bulamadığımız doğal fiziksel halimize geri dönmeyi sağlıyor.
Bu güzel röportaj için İstanbul
Biorezonans işletme sahibi Merve Hanım’a teşekkür ediyorum. Test ve terapilerle
ilgili bilgi daha fazla bilgi için İstanbul
Biorezonans'ın sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Ayrıca süprizler için instagramda
#istanbulbiorezonans etiketini takip etmeyi unutmayın.
Post Comment
Yorum Gönder