Büyülü Bir Roman: Acı Çikolata

Bu aralar, blogda bahsetmek istediğim epeyce kitap birikti aslında, ama ben ara ara paylaşmayı tercih ediyorum, biliyorum ki siz daha çok yemek tarifi bekliyorsunuz :) Ama bugün bir taşla iki kuş vuruyoruz, çünkü bugünkü kitabın içinde yemek tarifleri de var.

Acı Çikolata, "Büyülü Gerçekçilik" akımının en önemli temsilcilerinden biri sayılan Laura Esquivel'in 1989 da yazdığı ilk romanı. 30 a yakın dile çevrilmiş ve 4,5 milyondan fazla satmış bir kitap. 1992 yılında eski eşi Alfonso Arau tarafından filmi de yapılmış ve çok beğenilmiş.

Ben bu romanı okuyana kadar "Büyülü Gerçekçilik" akımının ne olduğunu bilmiyordum ve bu tarzda bir kitap okumamıştım. Başta nasıl yani desem de, kitabı okudukça o büyülü, abartılı anlatım çok çok hoşuma gitti. Büyülü gerçekçilik tarzında, bir çok şey, abartılı şekilde ve doğaüstü olaylarla anlatılmasına rağmen, hem roman kahramanları hem de okuyucu bunu gayet doğal karşılıyor... 

Mesela roman kahramanımız Tita erken doğum sebebiyle mutfakta doğuyor ve mutfakta doğranmış soğanlar yüzünden o kadar çok ağlıyor ki her yeri su basıyor, gözyaşının tuzu yüzünden aylarca tuz kullanmaya gerek kalmıyor :)) Bu ve bunun gibi gerçeküstü anlatımlarla dolu büyülü bir roman. 

Genel olarak konudan bahsetmek istiyorum, roman 1895 yılında Meksika devrimi döneminde, bir sınır kasabasında yaşayan De La Garza ailesinin evinde geçiyor. Kahramanımız Tita evin 3 kızından en küçüğü. Yukarıda bahsettiğim üzere erken doğum sebebiyle mutfak masasında doğuyor. Doğum kutlamaları sırasında babası ölünce annesinin sütü kesiliyor ve Tita mutfakta, aşçı Nacha'nın yanında, onun hazırladığı yiyeceklerle büyüyor. Bu yüzden tam bir mutfak aşığı oluyor ve Nacha öldükten sonra da mutfağın baş aşçısı olarak yerine geçiyor.

Meksika'daki bir geleneğe göre evin en küçük kızı annesi ölene kadar ona bakmak zorundadır ve bu yüzden de evlenemez. Tita ve Pedro'nun dillere destan aşkı da işte bu sebeple nihayete ermez. Gaddar anne Elena kesinlikle Tita'nın evlenmesine izin vermez, onun yerine ablası Rosauro ile evlenmesini önerir. Pedro, Tita'ya yakın olmak için bu teklifi kabul eder.

Tita, düğün yemeğini hazırlarken o kadar çok gözyaşı döker ki, yemeğe karışan bu gözyaşları sebebiyle, düğün yemeğinden yiyen herkesi bir hüzün kaplar ve düğündeki tüm davetliler ağlayarak düğünü terkeder :)) 

Romanda her bölüm bir ay ve bir yemek ismiyle adlandırılmış ve hemen ardından bir yemek tarifi geliyor. Yemekler hangi duygularla hazırlanıyorsa, yiyenlerde de o etkiyi bırakıyor. Bence, bu kadar abartılı şekilde olmasa da doğru bir şey bu. Ben ne zaman içten gelerek, zevkle yemek hazırlasam o yemek çok lezzetli oluyor, istemeden yaptığımda ise sonuç beni tatmin etmiyor.

Kitapta 12 bölüm için bir yemek tarifi var, ama bu sizi heveslendirmesin, çünkü pek yapılabilir tarifler değil ne yazık ki. Hem malzemeleri bulmak sıkıntı hem de detaylı bir anlatım yok yapılışı konusunda. Zaten geleneksel meksika yemekleri olduğu için, pek de bizim damak tadımıza uygun değil gibiler.

1. Noel Tortaları (sandviçleri) - Tortas De Navidad
2. Düğün Pastası - Pastel Chabela
3. Gül yapraklı bıldırcın - Codornices En Petalos De Rosas
   
4. Bademli susamlı hindi - Mole De Guajalote Con Almendra Y Ajanjoli
5. Kuzey Sucuğu - Chorizo Norteno 
6. Kibrit Macunu - Masa Para Hacer Fosforos 
7. Sığır kuyruğu suyuna çorba - Caldo De Colita De Res 
8. Champandongo
   
9. Çikolata ve Kral tacı - Chocolate y Rosca de Reyes
10. Torrejas de natas (Bir tür tatlı)
11. Tezcucana usülü biberli kırmızı fasulye - Frijoles Gordos Con Chiles a la Tezcucana
12. Ceviz soslu biber dolması - Chiles En Noga
    

Ben çok severek, çok keyif alarak okudum bu kitabı, hatta bundan sonra "Büyülü Gerçekçilik" akımı ile ilgili daha çok roman okumaya karar verdim. Size de mutlak öneririm.