Inside Out: Müthiş Bir Animasyon

Inside Out (Ters Yüz) filmi 2016 Oscar Töreninden, en iyi Animasyon ödülünü alarak ayrıldı. Bu yazıyı yazmak aslında 2 aydır aklımda da bir türlü kısmet olmamıştı, Oscar aldıktan sonra artık zamanı geldi dedim. Bir çok kişi gibi ben de, en iyi animasyon değil en iyi film dalında yarışması gerektiğini düşünüyordum, bence gelmiş geçmiş en sağlam konuya sahip animasyon filmi kendisi.

Gökçe'ye yavaş yavaş film izleme olayını aşılamaya başladım da, şimdilik Nemo, Up (Yukarı Bak), tabii ki Frozen (Karlar Ülkesi) ve son zamanlarda Shrek izliyor. Geçen aylarda bir ofis arkadaşım dedi ki, bir film var İnside Out diye, aslında çocuklar kadar büyüklere de hitap ediyor, mutlaka izleyin.

Eve gidince merak ettim, Gökçe'ye gel, değişik bir film açalım dedim. O da merakla geldi. Daha ilk sahneden beni kendine bağladı, Gökçe de filmin karakterlerinin renkliliğine vuruldu sanırım ki o da çok sevdi. Biz o günden sonra sık sık izlemeye başladık. Şimdi hemen nedir bu Ters Yüz anlatıyım kısaca.

Filmin kahramanı Riley'nin hayata gözlerini açmasıyla başlıyor film, ve biz Riley'nin beynindeki duyguların yönetildiği odaya gidiyoruz. Orada Neşe, Öfke, Üzüntü, Tiksinti ve Korku ile tanışıyoruz. Film boyunca insan zihninin, duygular tarafından nasıl yönetildiğine şahit oluyoruz. 

Riley'nin zihninde, hayatındaki önemli olayları temsil eden çekirdek anı topları var, her çekirdek anı "Arkadaşlık Adası" "Aile Adası" "Şaklabanlık Adası" gibi Riley'nin karakterini oluşturan kişilik adalarına gidiyor ve burada depolanıyor.

Riley 11 yaşına geldiğinde çok mutlu olduğu Minnesota'dan babasının işi dolayısıyla San Fransisco'ya taşınıyor. Arkadaşları, çevresi, alışık olduğu hayat birdenbire değişiyor. Bu durum onu üzse de "Neşe" sürekli durumu düzeltmeye çabalıyor. Ama "Üzüntü" her şeye rağmen bir şeyleri bozmaya devam ediyor

Film anlatmakla anlaşılacak gibi değil, mutlaka izlemeniz lazım. O kurguya, karakterlere hayran kalacaksınız. Hele bir akşam yemeği sahnesi var ki, muhteşem, o duygu geçişleri falan müthiş anlatılmış. Neşe karakterinin tatlılığı, üzüntünün o mutsuz halleri, aa bir de saçları :) Hepsi hepsi 10 numara.

Gökçe o kadar sevdi ki filmi ve karakterleri, bu sayede duyguları da öğrenmiş oldu. Hatta geçenlerde filmin aktivite kitabını aldık, içinde her duyguyla ilgili bilgi ve oyunlar var. Neşeli olunca nasıl oluruz diyorum, güleriz, mutlu oluruz falan diye sayıyor. Seni neler üzer diyorum, bişey kırılınca üzülürüm diyor :)) Çok keyifli ve de öğretici gerçekten.

Yalnız filmde bir sahne var ki epey hüzünlü, Bing Bong diye bir karakter var Riley'nin hayali arkadaşı, onunla ilgili bir şeyler oluyor, Gökçe sağlam ağladı orada, şimdi o kısmı atlayarak izliyoruz.

Ama bence duygularının farkında olması çok güzel. Benim kızım balık burcu olduğundan mıdır nedir zaten her filmde duygulanacak bir şey buluyor, hafiften gözleri nemleniyor, siliyor eliyle falan :)) Nemo'yu uzun süre izleyemedik mesela bu yüzden :)

Sonuç olarak herkese, her yaş grubuna şiddetle tavsiye edebileceğim nefis bir film Inside Out. Mutlaka izleyin.