"The Help" Kathryn Stockett'ın aynı adlı romanından uyarlanmış bir film ve son yılların en iyi uyarlama senaryosu olduğu söyleniyor eleştirmenler tarafından. Amerika'da Ağustos.2011'de vizyona giren filmin Türkiye vizyon tarihi 10.Şubat'mış. İzlemeyi çok istediğim bir filmdi dolayısıyla bu kadar uzun süre bekleyemeyip malum yollardan bir şekilde izlemeyi başardım. İyi ki de izlemişim.
Film 60'lı yıllarda Amerika'nın güney eyaletlerinden Mississippi'nin Jackson kasabasında geçiyor. Zenci nüfusun kölelikten kurtulduğu ancak hala yasalarla beyaz halktan ayrı tutulduğu ve karın tokluğuna hizmetçi olarak çalıştırıldıkları bir dönem bu.
Çay partilerinden birinde kasabanın zengin ve şımarık kadınları ve Skeeter |
Jackson kasabasında tek dertleri evlenmek ve çocuk yapmak olan, ancak çay partilerinde dedikodu yapmakla çok meşgul oldukları için çocuklarını zenci hizmetçilerin büyüttüğü kadınları görüyoruz ilk önce. Bir de Skeeter var, üniversiteyi bitirip kasabaya dönmüş, yerel gazetede zar zor bir iş kapabilmiş ki bu iş de gazetedeki bir köşede temizlik konusunda gelen mektuplara cevap vermek olan, diğer kadınlara benzemeyen Skeeter. Bu köşedeki mektupları cevaplayabilmek için arkadaşının hizmetçisi Aibileen'den yardım almak ister. Arkadaşı gönülsüz de olsa kabul eder.
Ancak zamanla Aibileen ve Skeeter arasındaki bu görüşmeler farklı bir boyuta taşınıyor, Skeeter zencilerin gördüğü bu aşağılanmayı ve yaşadıkları zorlukları bir de onların gözünden yazmaya karar veriyor ve hayal ettiği kitaba başlıyor tabii ki onların yardımıyla.
Ancak zamanla Aibileen ve Skeeter arasındaki bu görüşmeler farklı bir boyuta taşınıyor, Skeeter zencilerin gördüğü bu aşağılanmayı ve yaşadıkları zorlukları bir de onların gözünden yazmaya karar veriyor ve hayal ettiği kitaba başlıyor tabii ki onların yardımıyla.
Maalesef bu o kadar basit bir şey değil, Skeeter'ın bir beyaz olarak zencilerin evine gidip onlarla görüşmesi bile yasalara aykırı, dolayısıyla çok tehlikeli bir süreç, özellikle de zenciler için, hele ki anlattıkları dikkate alındığında.
Skeeter - Minny - Aibileen |
Aibileen ve Minnie |
Skeeter rolünde Emma Stone, Aibileen rolünde Viola Davis, Minnie rolünde Octavia Spencer olağanüstü performans sergiliyorlar. Benim favorilerimden biri de diğer kadınlar tarafından en az zenciler kadar dışlanan Celia Foote rolündeki Jessica Chastain. O kasabada yaşasam kesin onunla arkadaş olurdum :)
Celia Foote ve Minnie |
Tabii bir de müzikleri var ki muhteşem. Zaten filmin başında çalan Johnny Cash şarkısı "Jackson" beni benden aldı. (Johnny Cash'in hayatını anlatan 2005 yapımı "Walk The Line" filmine hayranlığım sonucu filmi en az 4-5 kez izlemiş, soundtrackini milyon kez dinlemişimdir. O filmi de izlemediyseniz bulun ve izleyin derim ben)
The Help, bu seneki Golden Globe'da 5 dalda aday olmuş ve Octavia Spencer en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü almıştı ki bence sonuna kadar hak etmiş. Viola Davis ise en iyi kadın oyuncu dalında adaydı ancak ödül bir kez daha Meryl Streep'in oldu. Film, Oscar'a da bir çok dalda aday olacak ve ses getirecek diye düşünüyorum
"Ben olmanın nasıl bir şey olduğunu kimse sormamıştı bana, bu konudaki gerçekleri anlattığım an özgür kaldığımı hissettim"
Şu malum yollar olmasa batacağız sinemaya gitmek den. :))sevgiler canım...
YanıtlaSilSenemcim genellikle sinemaya gitmeye çalışıyorum, hele ki fırsat siteleri bu konuda çok yardımcı oluyor ama bu film aylardır Türkiye'de gösterime sokulamadığı için dayanamadım artık :) Sen de bul izle mutlaka. Sevgiler
YanıtlaSilBen de bu filmi çok sevdim. Şimdilerin özgür ve eşitlikçi Amerikası'nda çok değil 50 sene evvelinde bunların yaşandığını bilmek insanın içini burkuyor.
YanıtlaSilSevgiler,
Gökçe
@Gökçe, gerçekten ben de izlerken aynı şeyi düşündüm, Amerika'nın tarihinde bu tarz olaylara sıkça rastlanıyor. Milk filminde de eşcinsel olduğu için 70'li yıllarda insanların hapse atıldığını izlediğimde oldukça şaşırmıştım. Türkiye'de de bazı yaptırımlar, mahalle baskısı tarzı durumlar olmakla birlikte kimsenin sırf bu sebeple hapse atıldığını duymadım. Bazı ülkeler maalesef kendi geçmişlerini unutup bizim gibi ülkeleri yargılamayı iyi biliyorlar. Sevgiler.
YanıtlaSilhaftasonu bende izledim filmi, gerçekten çok etkileyici.. benzer konulu bir filmden bahsetti bir izleyicim The Color Purple diye, onu da izlemek istiyorum en kısa zamanda.. Bizi eleştiren insanların geçmişlerinde nasılda sinsi sinsi soykırımlar yaptıklarını anlatıyor film.. kesinlikle izlenmeye değer..
YanıtlaSilsevgiler
The Color Purple'ı izlememiştim, tavsiye için teşekkürler. Sevgiler
YanıtlaSilBen kitabını okumuştum, kitabı bitirir bitirmez yollara düşmüştüm filmini bulabilmek için. Genelde herkesin olduğu gibi benim kitabı okurken kurduğum hayallerim filmdekilerden daha güzeldi ama filmini de çok büyük zevkle seyrettim.
YanıtlaSilBen de kitabını okumayı istiyorum, bir ara fırsat bulursam inşallah aklımda.
Silben filmi izlemedim ama kitabını okudum çok güzeldi duyguların rengi diye çevrilmiş tavsiye ederim:)
YanıtlaSilEminim kitabı çok daha güzeldir. Ben de fırsat bulunca mutlaka okumayı düşünüyorum. Filmi de izleyin hoşunuza gidecektir.
Sil