Benim için Ekim ayı demek tiyatro sezonunun açılması demektir, bir tanesi üç sokak ötede olmak üzere evimize yakın 2 tane İstanbul Şehir Tiyatroları sahnesi bulunduğu için fırsat buldukça yeni oyunları izlemeye çalışırız. Bir yandan da Devlet Tiyatrosu oyunlarını takip ederim, ilgimizi çeken oyun olursa kaçırmayız.
Bu sene de Ekim ayının ilk haftası bir girip bakayım hangi oyunlar var dedim, bize yakın olan sahnede "Doğum Günü Partisi" adında bir komedi oyunu olduğunu gördüm, oyuncuları görünce daha da ilgimi çekti, Jülide Kural, Cem Davran, Özge Borak, sahnede izlemek istediğim oyunculardı. Hemen biletlerimizi aldım ve oyun gününü heyecanla beklemeye başladım.
Geçtiğimiz cumartesi akşamı gittik tiyatroya, yerlerimize oturduk, perde açıldı ilk dikkatimi çeken dekordu, epey uğraşılmış ve harika bir şey ortaya çıkmış, sanki çok eğlenceli birşeyler izleyeceğiz gibi geldi, maalesef yanıldığımı anlamam uzun sürmedi, televizyonlardan da tanıdığımız oyuncuları görmek bile oyunu ilgi çekici kılmaya yetmedi. İlk perdenin sonunda azıcık sıkılmıştık ama hala ümidimiz vardı, ikinci perdede ortam hareketlenir olaylar çözülür falan dedik ama yine yanılmışız, oyun bittiğinde herkes birbirine "ee noldu ki neymiş olay, bu neydi ya" diye soruyordu. Ben o kadar tiyatro oyunu izledim, bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum. Konuyu geçtim diyaloglar bile alakasız, anlaşılmaz, ne diyorlar diye birbirimize bakıyoruz. O kadar yani.
Cem Davran - Özge Borak |
İnternetteki yorumlardan bazılarında oyunun yazarı Harold Pinter'i tanımadığınız için anlamamışsınız, keşke oyundan önce araştırsaydınız falan filan diyen hatta bizim gibi sanat anlayışından yoksun zavallıları aşağılayan bazı yazılar gördüm. Evet doğrudur öyle üstün bir sanatsal farkındalığa sahip değilim belki, (böyle bir tamlama yok sanırım ama siz anladınız ne demek istediğimi), ama kendi çapımda okurum, araştırırım, bilmediklerimi öğrenmeye çalışırım. Sonuçta şehir tiyatroları da ortalama halka hitap eden, insanların iyi vakit geçirelim diye geldikleri bir yer. Kimse, oyuna gelmeden önce oyunun yazarı kimmiş ne anlatırmış diye araştırmak zorunda da değil ayrıca.
Jülide Kural - Yıldıray Şahinler |
Sonuç olarak oyunculuklara söyleyecek tek lafım yok, gerçekten çok iyiydiler ve de dekora bayıldım gördüğüm en iyi dekorlardandı. Ama oyunu izleyip anlayan olursa bana da bir zahmet anlatırsa sevinirim.
Bir tiyatro oyunu önermek istiyorum ismi "BOEING BOEING"
YanıtlaSil2003 yılında Ankara'da Sadri Alışık Tiyatrosu oyuncularından izlemiştim.
Kahkahalarla izlediğim bir tiyatro oyunuydu.
Sonradan öğrendim ki bu oyun 15 yıl Fransa'da ; 7 yıl boyunca hergün Londra'da oynanmış,
en uzun süre oynanan komedi tiyatrosu olarak ün yapmış.18 ayrı dile çevrilmiş, 55 farklı ülkede sahnelenmiş.
Tiyatro oyun takviminde yakalarsanız kaçırmayın derim. Gülmek garanti :)
http://www.sakm.ne/repertuvar.asp?q=boeingboeing
@Cafein öneriniz için çok teşekkürler, hemen açıp inceledim oyunu. Vodvil tarzı oyunlar gerçekten çok eğlenceli oluyor, sahneye girenler çıkanlar, koşturmacalar, yanlış anlamalar v.s. Bu oyunu mutlaka izlemek istiyorum, tekrar teşekkürler.
YanıtlaSilBen de size geçtiğimiz sezon Duru Tiyatro'da izlediğim "Aşk Her Yerde" oyununu tavsiye ederim. Çok eğlenceli bir oyun. Emre Kınay harika bir oyunculuk sergiliyor.
http://www.durutiyatro.com/